Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Şiir Kitabı: İnceciktir Kırılmak

inceciktirkırılmak

inceciktirkırılmak

Şiir Kitabı: İnceciktir Kırılmak, Hatice Eğilmez Kaya

Baskı: Nisan 2012, İstanbul

Kitapta Yer alan şiirler
İtiraf
Yoktun Sen
Endişe
Açsam Bir Kilit
Sayıklama
Yolculuk Telaşı
Hayallerin Kafesi
Bağışla Bizleri
Çekip Gitmeli Eyyam
Gurubun Beklediği Yer
Rüya
Sırların Surlarında
Rüzgar Attı Beni
Vazgeçmişliğimdir Adın
Bir İstanbul Üçlemesi
Neyi Unuttuk
Firuze Kalpler
Bir Nefes Diledim
Çığlıklarım Cebimde
Yabancımız Bir Şehir
Derin Bir Yara İzi
O’na Dönmeliyim
Lal’i Çaldı Gözlerim
Çalıya Konan Kuş
İnceciktir Kırılmak
Kalem Yazar Her Zaman
Candan Bade
Ağıtım Ay’a
Yelkovan’ı Düşlemek
Güldalına Asılan Var
Şikayet
Azad Olamam
Uyanışa Övgü
Yüreğimden Tut
Ay Göründü
Kan Yeşil
Yükümden Azadeyim
Arza Düşer Aksimiz
Toprağa Telmih

Bir şiir kitabı hakkında yazmaya başlamadan önce teknik veriler toplarım ben. Bu verilerin en önemlisi ise anahtar kelimelerdir. Her şiirde en az beş tane anahtar kelime bulmaya çalışırım, sonra bunları bir yerde toplar, sonra en çok kullanılanları sıralarım. Zaten şiirleri peş peşe okudukça hangi sözcüklerin daha çok kullanıldığı yerleşir zihnime. Sonra ayrı bir listede temaları ve alt temaları bulurum, benzer bir sıralama yaparım. Aynı zamanda notlar alırım, bu notlar kimi zaman sadece bir sözcük, kimi zaman sadece bir dize, kimi zaman ise altını çizdiğim bölümün çağrıştırdıklarıdır. Bu notlarda şiirin hangi edebiyat akımından, hangi şairlerden etkilendiğine ilişkin kendi düşüncelerim vardır. Belki doğrudur tespitim belki de yanlış ama böylece yazıya dökerim.

Hatice Eğilmez Kaya’nın 39 şiirden oluşan İnceciktir Kırılmak kitabını okurken de bunları yaptım. Okumanın bir bölümünde çok sayıda şiiri geçtiğim halde belirgin bir akıma rastlamadım ama kitabın tamamı bittiğinde bazı şiirlerde İkinci Yeni’nin izlerini hisseder gibi oldum. En sonda söyleyeceğim şeyi şimdi söylemede bir sakınca görmüyorum. Şiirlerin hepsi güzel şiirlerdi. Kalemine, yüreğine sağlık Hatice Eğilmez Kaya…

Anahtar kelimeleri tam bir sıralama yapmadan derlediğimde şöyle bir tablo çıktı karşıma: Keder, yara, hüzün, kabus, karanlık, efkar, endişe, ayrılık, sayrı, hüsran, matem, yalnızlık, gölge, telaş… Bir şairin olmazsa olmaz sözcükleri yani…

İtiraf şiirinde Cemal Süreya’dan bir etkilenme gördüm. “İstiklal caddesi boyunca / say ki / hür değil bir kelebek”… Rüzgar Attı Beni şiirinde Ece Ayhan’dan…  “ağzımda yarım / kalmış bir karar / bitkinliğim halka / duyurulmamış henüz / katline ferman var”.

Şöyle de bir keşfim oldu: Şiirler İkinci Yeni’ye yaklaştıkça “keder” azalıyordu.

Ama’larım oldu fakat bu ama’lar öznel yorumlardan öteye gitmedi. Zira ama’lardan sonra başlayacağım sözler şiire ve daha genel bir anlamda sanata bakışla ilgili düşüncelerimdi.

En önemli ama’larımdan biri ise şaiirin kullandığı dil üzerineydi. Şair “özgür” kelimesi yerine “azad”ı, “anlam” yerine “mana”yı, “evren” yerine “kainat”ı, “ümitli” yerine “ümitvar”ı vb. kullanıyordu. Elbette bu da bir tercih olduğu için en sıkı “ama”m bile öznelliği aşamadı.

Kitaptan seçtiğim bir şiir:

yolculuk telaşı

ay ışığı su gibidir
insanoğlu dünya

sarışın
bir gölgedir keder
ikindi vakti
gönle düşer
tahammül
güçsüz kalmıştır artık
gün batımını seyirden

ay ışığı suyu sevdi
insanoğlu dünyayı

kalbimde
hatalara kör bir aşık
kişi derdinden büyüktür
aşkından küçük
acizim kolum
kanadım kırık

ay ışığı suya doymaz
insanoğlu dünyaya

içimde gizleyemediğim
bir büyük telaş
mülke yerleşmekten çok
yolculuk kaygısındayım

ay ışığı suda oynar
insanoğlu dünyada

teselli veremez bana
dünyanın nimetleri
bu masmavi
gezegende hayat
bir düş kadar geçici

ay ışığı sudan geçer
insanoğlu dünyadan