Site icon Dergilerden, Filmlerden, Kitaplardan

Öykü: Arayış / Yazan: Gülten Ağrıtmış

Öykü: Arayış / Yazan: Gülten Ağrıtmış

Büyük bir gürültü odayı doldurunca bir an duraksayıverdi. Sonunda bir tanesi kırabilmişti pencerenin camını. Hedefsiz bir seçenekti camın kırılması, istemlerin yönünde. Bir an uçuşan perde dış dünyanın varlığını hissettiriverdi bedeninde. İçeriye doluşan havanın serinliğini duyumsayıverdi benliği.

Elleri bir an başını sarmaladı. Bir arayış mıydı bu? İçgüdüsel yüzüne uzanan bu eller boşalan çağlayanı avuçlarına aldı. Bitmedi bu çağlayan, gözyaşları.

Fırlatılan tabaklar, kırılan camdan sızan dış dünyada ve hala hiçbir şeyi çözümleyememenin getirdiği burukluk…

Sessizlik kaplamıştı odayı birden.

Kendini sarmalayan iki kol, yalnız olmadığını hatırlattı bir an kendine. Her şeyden korumasına bağıma basan bir bedendi yanındaki. Peki, her şeyden koruyacak mıydı bu beden gerçekten kendini? Nereye kadar sahip çıkacaktı kendine? Kendinden başka istemlerle dolu yaşayan diğer insanlarla, yarış devam edecek miydi her şeyiyle?

Neydi bu sarmalayan beynini, bedenini bırakmayan, ne zamanlar var olup, yok olduğunu bilmediği bu çağlayan?

Elleri çekildi yavaşça yüzünden. Oturduğu yerde iki dizinin arasına doğru uzandı birleşerek, bacaklarının arasına. Kendi de mi kendine sahiplenecek bir ortam arıyordu?

Kolları ayrıldı bedeninden. Dudaklarına konan hafif bir öpücük; ıslak tuzlu gözyaşlarının, öbeklendiği aralıkta kayıverdi. Sonra yine gerçeğe dönüş. Kırılan tabakların ve cam parçalarının birikimleri toplanılmak için bekliyordu.

Kendine dokunan dudaklar yanından ayrılıp, kırıkların bulunduğu bölgeye doğru ilerledi.

Hafızanın beyinden silip süpürmek istediği eski birikimler gibi süpürge her şeyi silip süpürüp ortadan kaldırıyordu. Faraşa dolan kırıklar, çöp tenekesinde yaşamdaki yararlılığına da veda ederek gözden kaybolmuştu.

Hareketinde hiç bir değişimde bulunmaksızın oturuyordu. Gözleri ile yapılan temizliği takip ediyordu. Biraz şişti bu gözler. Kızarmıştı hemen. Vücudu bu boşalışın rahatlığı ile; tüm sakinliği, yorgunluğu, şaşkınlığı ve yeni düşüşleriyle bir tarafta kalmış başıboş çocuk gibiydi.

Temizlik, biraz da olsa bitmişti. Rahatsız edici görüntü ortadan kalkmıştı. Bütün eski birikimler fırlatılmış, parçalanmış yeni dünyaya doğru yol almıştı. Fayda vermeyen yol alış, yığınlarıyla ortadan kaldırılmıştı.

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununca korunmaktadır/ 81. Maddesi gereği her eserin tamamının telif hakları yazara aittir.